“Kripto varlık” düzenlemesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda


AK Parti Ankara Milletvekili Ömer İleri, kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifinin özü itibarıyla kripto varlıkların dayanağı olan dağıtık defter veya blok zinciri teknolojisini değil; bu varlıkların alım satımını ve saklamasını yapan kripto varlık hizmet sağlayıcılarını düzenleme altına aldığını söyledi.


Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda devam ediyor.


Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Ankara Milletvekili Ömer İleri, yaptığı sunumda, kripto varlıkların toplam piyasa değerinin 2021’de 3,5 kat artış gösterirken, piyasada 2022’nin Mayıs ayında başlayan çalkantı sonrasında toplam piyasa değerinin 2,6 trilyon dolardan 1 trilyon doların altına düştüğünü, 2024’ün Ocak ayında ise bu tutarın yaklaşık 1,8 trilyon dolar seviyesinde olduğunu dile getirdi.


“Kripto varlıklarla ilgili gelişmelerin yakından takip ediliyor”


Türkiye’de kripto varlıkların oldukça ilgi gördüğünü kaydeden İleri, “Yurt içinde faaliyet gösterdikleri bilinen 10 kripto varlık hizmet sağlayıcıdan talep edilen bilgiler kapsamında bu platformlardaki yatırımcı sayıları toplandığında 18,2 milyon rakamına ulaşılmaktadır. Bu rakamın içerisinde birden fazla platformda hesap açan yatırımcılar da olduğu dikkate alındığında toplamda 10 milyonun üzerinde bakiyeli hesap bulunduğu değerlendirmesi yapılabilecektir.” dedi.


Bu durumun olumlu tarafları gibi olumsuz tarafları da olduğunu kaydeden İleri, Thodex vakasını buna örnek gösterdi.


Avrupa Birliği ve bütün dünyada olduğu gibi konu hakkında düzenleme yapma çalışmalarının Türkiye’de uzun yıllardır devam ettiğine işaret eden İleri, kripto varlıklarla ilgili gelişmelerin yakından takip edildiğini anlattı.


Finansal İstikrar Kurulu, Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Örgütü (IOSCO), Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), Avrupa Birliği gibi uluslararası çatı kuruluşlar tarafından yapılan çalışmaların yakından takip edildiğini kaydeden İleri, “Ülkemizde de Hazine ve Maliye Bakanlığımız koordinasyonunda, başta SPK, BDDK, TCMB, MASAK ve TÜBİTAK olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile bakanlıklarımızın ve akademisyenlerin katkı ve destekleri ile bugün gündemimizde olan kanun teklifi hazırlanmıştır.” diye konuştu.


Kripto varlıkları düzenleyen müstakil bir düzenleme olmamasının sebebi


Kanun teklifi çalışmalarında kripto varlıkları düzenleyen müstakil bir düzenleme yerine, Sermaye Piyasası Kanunu’na yapılacak ekleme ve değişikliklerle konunun düzenlenmesinin tercih edildiğini belirten İleri, bu durumun sebebinin dünyada da SPK’nin muadili olan kuruluşların bu konu üzerine eğilmesi ve mevcut görev ve faaliyetleri itibarıyla SPK’nin benzer nitelikte işler yapması olduğunun altını çizdi. İleri, AB’de ESMA (European Securities And Markets Authority), ABD’de SEC (Securities and Exchange Commission), Fransa’da AMF, Almanya’da BaFİN’in kripto varlıklar ile ilgili çalışmalar yaptığını söyledi.


AK Parti Ankara Milletvekili İleri, teklifin özü itibarıyla kripto varlıkların dayanağı olan dağıtık defter veya blok zinciri teknolojisini değil; bu varlıkların alım satımını ve saklamasını yapan kripto varlık hizmet sağlayıcılarını düzenleme altına aldığını dile getirerek, “Kripto varlıkların yatırım aracı olarak görülmesi ve özellikle alıcı ve satıcıyı bir araya getirerek borsa benzeri bir faaliyet gösteren kripto varlık hizmet sağlayıcıların düzenleme altına alınması gerekliliği birlikte değerlendirildiğinde teklif ile SPK kanununda düzenleme yapılması ve bu kurumların SPK’ce yetkilendirilmesi gerekliliği daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.” dedi.


“Kapsayıcı ve geniş bir tanım tercih edilmektedir”


İleri, teklif ile Sermaye Piyasası Kanunu’nun “tanımlar” bölümünde değişiklik yapılması ve kripto varlık ekosisteminde yer alan bazı kavramların tanımlanmasının amaçlandığını söyledi.


Bazı kavramların bilinçli olarak tanım altına alınmadığına da değinen İleri, “Bunun altında yatan sebep ise bu tür teknolojilerin sürekli olarak gelişmekte olması, bir tanım yapılması durumunda düzenlemenin sınırının net çizgilerle çizilememesi ya da zamanla eksik kalması tehlikesidir. Böylece dolandırıcılık vakalarında tanımın dışında kalan ancak kripto varlık ya da dağıtık defter olarak değerlendirilen çalışmaların düzenleme altına alınamaması ihtimali olabilir.” diye konuştu.


Merkez Bankasının 16.04.2021 tarih ve 31456 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik”e işaret eden İleri, burada kripto varlıkların, varlığın kapsamına nelerin girmeyeceğinin vurgulanarak tanımlandığını hatırlattı. İleri, “Teklifte, kripto varlığın hukuki nitelendirmesinin yapılmasına yönelik kapsayıcı ve geniş bir tanım tercih edilmektedir. Söz konusu tanım da MiCA düzenlemeleri ile uyumludur.” bilgisini verdi.


“SPK’yi yetkilendiriyoruz ki gelecekte farklı uygulamalar çıkarsa bunların da önü açılsın”


Ülkelerin kripto varlıklara ilişkin düzenlemelerini yaparken “kripto varlıkların halka arzı” ve “kripto varlık hizmet sağlayıcıların yani alım satım platformlarının ve saklamacıların düzenlenmesi” konuları üzerinde odaklandıklarını söyleyen İleri, bu bağlamda, teklifte tanımlanan kavramlardan bir diğerinin “kripto varlık hizmet sağlayıcılar” olduğunu belirtti.


“Kripto varlık hizmet sağlayıcılar” kavramının içinde yer alan kripto varlık platformlarını SPK’nin düzenleyeceğini dile getiren İleri, teklifte de belli başlı hizmetlerin MiCA’nın ilgili hükümleri uyarınca belirtildiğini söyledi.


İleri, gelecekte değişebilecek teknoloji ile uyumun sağlanması amacıyla SPK tarafından belirlenecek diğer hizmetlerin de kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından gerçekleştirilebileceğini anlattı.


Saklama hizmetlerinin önemine işaret eden İleri, “MiCA düzenlemelerinde öngörüldüğü gibi kripto varlık hizmet sağlayıcıların müşterilerinin kripto varlıklarının veya bu varlıklara ilişkin cüzdandan transfer hakkı sağlayan özel anahtarların saklanması saklama hizmeti olarak değerlendirilmekte, bunun yanı sıra ‘Kurulca belirlenecek diğer saklama hizmetleri’ de ‘kripto varlık saklama hizmeti’ kapsamında ele alınmaktadır. Bunun nedeni farklı farklı saklama hizmetlerinin sürekli olarak ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle bu konuda da SPK’yi yetkilendiriyoruz ki gelecekte farklı uygulamalar çıkarsa bunların da önü açılsın, düzenlensin.” ifadelerini kullandı.


Sadece alım satımın yapıldığı yapıların da teklifte platform olarak tanımlandığına dikkati çeken İleri, platform tanımının, MiCA’nın 3/18 hükmünde tanımlanan “kripto varlık alım satım platformlarının işletilmesi” faaliyeti kavramına karşılık geldiğini söyledi.


“Tüm kripto varlık türlerinin sermaye piyasası mevzuatı kapsamında düzenlenmesi mümkün ve uygun değildir”


Kullanımlarına göre yapılan sınıflandırma uyarınca kripto varlıkların sermaye piyasası aracı tipi, hizmet ya da yararlanma tipi ve para tipi şeklinde ayrımlara tabi tutulabildiğini dile getiren İleri, “Teklif ile sermaye piyasası aracı olarak değerlendirilebilecek kripto varlıkların ihracına imkan tanınmasını teminen, kanunun 13’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile sermaye piyasası araçlarının Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde kayden izlenmesi yerine kripto varlık olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının saklandıkları hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan elektronik ortam nezdinde kayden izlenebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme de getirilmektedir.” bilgisini verdi.


Kamu kurum ve kuruluşların kendi mevzuatlarından doğan yetkilerinin saklı tutulması yaklaşımı benimsenerek, diğer türdeki kripto varlıkların ihracının da önüne engel konulmadığını söyleyen İleri, “Nitekim tüm kripto varlık türlerinin sermaye piyasası mevzuatı kapsamında düzenlenmesi mümkün ve uygun değildir. Dolayısıyla bu kanunda düzenleme yoksa Sermaye Piyasası Kanunu’nun diğer hükümleri uygulama alanı bulmayacak ama yerine göre, Ticaret Bakanlığı gibi Merkez Bankası gibi diğer kurum ve kuruluşların yetkileri de saklı olacaktır.” dedi.


“Faaliyet şartlarının detayları ikincil düzenlemeler ile belirlenecek”


Teklif ile kripto varlık hizmet sağlayıcıların kuruluş ve faaliyetleri için SPK’den izin alınmasının zorunlu kılındığını, finansal kuruluşlara benzer şekilde hizmet sağlayıcılara asgari faaliyet şartları getirildiğini anlatan İleri, “Bunlar organizasyonel yükümlülükler, sermaye şartı, bilgi işlem altyapısı yükümlülükleri şeklinde olacak, faaliyet şartlarının detayları ikincil düzenlemeler ile belirlenecektir.” diye konuştu.


Bu kurumların pay devirlerinin de SPK’nin iznine tabi kılındığına değinen İleri, platformlar üzerinden gerçekleştirilecek alım, satım, ilk satış ve dağıtım gibi işlemler ile takas, transfer ve saklama hizmetlerinin SPK tarafından düzenlenecek usul ve esaslar ile yürütüleceğini söyledi.


Platformlarda listelenecek kripto varlıklara müdahale edilmemesine yönelik politika benimsendiğini ve platformlara nezdlerinde işlem görecek kripto varlıkların belirlenmesine ilişkin yazılı prosedür oluşturma zorunluluğu getirildiğini kaydeden İleri, bu konudaki usul ve esasları belirleme yetkisi çerçevesinde SPK tarafından gerektiğinde işlem görebilecek kripto varlıklarla ilgili sınırlamalar getirilebilmesinin de mümkün olacağını belirtti.


“Piyasa bozucu eylemlere ilişkin düzenleme ve denetlemenin de SPK tarafından yapılması öngörülüyor”


Kripto varlıkların fiyatlarının çok volatil olmasını da dikkate alarak, piyasa bozucu eylemlere ilişkin de düzenleme yapıldığını ifade eden İleri, şunları kaydetti:


“Fiyatı Türkiye’de oluşan kripto varlıklar için, piyasa bozucu eylemlere ilişkin düzenleme ve denetlemenin de SPK tarafından yapılması öngörülmektedir. Öte yandan platformlarda işlem gören tüm kripto varlıklarla ilgili olarak işlemlerin güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil, dürüst ve rekabetçi bir şekilde gerçekleşmesinin sağlanması konusunda platformlara yükümlülük getirilmektedir. Platformlar buna aykırı nitelikteki eylem ve işlemlerin tespit edilmesi, önlenmesi ve tekrarlanmaması amacıyla bünyelerinde gerekli gözetim sistemini kurmak ve her türlü önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür. Böylelikle yatırımcıların bu piyasalarda işlem yaparken kötü niyetli girişimlerle mağduriyetler yaşamalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ek olarak kitle fonlama platformlarındakine benzer şekilde, yatırımcı ile platform arasındaki uyuşmazlıklarda genel hükümlerin uygulama alanı bulacağı da belirlenmektedir. Yatırımcı Tazmin Merkezi (YTM) düzenlemeleri sadece yatırım kuruluşlarını kapsama aldığından, gelecekte oluşması muhtemel ihtilafları ve kamuya ilave bir külfet getirilmesini engellemek amacıyla platformların YTM kapsamında olmadığı da açık bir şekilde belirtilmektedir.”


Kripto varlık hizmet sağlayıcılardaki kripto varlıkları müşterilerin isterlerse kendi cüzdanında isterlerse kripto varlık hizmet sağlayıcıları nezdinde saklayabileceği bir yapının öngörüldüğünü kaydeden İleri, “Böylece müşterinin kendi cüzdanında kripto varlık saklamasına izin verilmekte ve kendi tercihine göre güvenlik önlemleri alması sağlanmaktadır.” dedi.


İleri, düzenleme ile kripto varlık hizmet sağlayıcılarının borçları nedeniyle müşterilerin kripto varlıklarının; kripto varlık hizmet sağlayıcılarının mal varlığının ise müşterilerin borçları nedeniyle kamu alacakları için olsa dahi haczedilemeyeceği, rehnedilemeyeceği, iflas masasına dahil edilemeyeceği ve üzerlerine ihtiyati tedbir konulamayacağının hükme bağlandığını anlattı.


Teklif kapsamında mali ve bilgi sistemleri bağımsız denetimlerinin SPK tarafından ilan edilen listede yer alan bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılacağını söyleyen İleri, “Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının bilişim sistemlerinin işletilmesi, her türlü siber saldırı, bilgi güvenliği ihlalleri gibi fiillerden veya personelin her türlü davranışından kaynaklanan sorumlulukları bir tehlike sorumluluğu olarak öngörülerek kusursuz sorumlulukları düzenlenmektedir. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları mensupları içinse, zararın kripto varlık hizmet sağlayıcılarından tazmin edilememesi ya da edilemeyeceğinin açıkça belli olması durumlarında kendilerine kusur atfedilmek şartıyla sorumluluk getirilmektedir. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerinde tanımlanan bir kısım suçlar kripto varlık hizmet sağlayıcıları için de öngörülmekte, bankacılık mevzuatındaki zimmet kripto varlık hizmet sağlayıcılar bakımından da düzenlenmektedir. ” ifadelerini kullandı.


İleri, “İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyeti”nin bir suç olarak düzenlendiğini ve anılan suçun cezasının üç yıldan beş yıla kadar hapis olarak öngörüldüğünü aktardı.


“Geçiş sürecini, yatırım yapmış vatandaşlarımızı etkilememesi için aşamalı olarak dizayn ettik”


İleri, Türkiye’de kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetini yürütmekte olan kurumların durumlarını gözetecek bir de geçiş hükmünün de öngörüldüğünü söyledi.


Taslağın hazırlanması sırasında, “sıfır” noktasında olunmadığı, Türkiye’de halihazırda bu faaliyetleri gerçekleştiren kurumlar ve bu kurumlar nezdinde işlem yapan vatandaşların olduğunu dikkatli bir şekilde gözettiklerini söyleyen İleri, “Geçiş sürecini bazı tercihlerde bulunarak yatırım yapmış vatandaşlarımızı etkilememesi için aşamalı olarak dizayn ettik. Geçici madde ile belirli bir süre içerisinde (bir ay) KVHS’lerin SPK’ye başvuruda bulunmaları, eğer bulunmazlarsa tasfiye kararı almaları düzenlenmektedir.” dedi.


Kanunun yayımından sonra SPK’nin 6 ay içerisinde ikincil düzenlemeleri yayımlaması gerektiğini belirten İleri, SPK geçiş hükmü kapsamında faaliyet gösteren kuruluşların yetkilendirilme işlemlerinin tamamlanması için bir süre belirleyerek, bu süre içerisinde yetki belgesi alamayan kuruluşların faaliyetlerini sonlandırmalarını isteyebileceğini söyledi.


Geçiş sürecinin de bir sınırı olacağını kaydeden İleri, bu süre içerisinde faaliyet izni alma yeterliliği gösteren platformların çalışmaya devam edeceğini, diğerlerinin ise tasfiye olacağını söyledi.


“Vatandaşlarımızın ülkemizde faaliyet izni almış kurumların sağladığı korumalı alanı tercih edeceğine inanıyoruz”


Yurt içi platformların lisanslanması sürecinde gösterecekleri hassasiyeti yurt dışı platformlar ve bu platformlarda işlem yapan yatırımcılar için de göstereceklerini dile getiren İleri, “Taslakla Türk vatandaşlarının yurt dışı platformlarda işlem yapmasının yasaklanması söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde kendi iradeleriyle yurt dışında işlem yapmaya devam edebilecekleri gibi yeni hesap açmalarında da bir engel yoktur. Öte yandan yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılar faaliyetlerini Türkiye’de yerleşik kişilere yöneltemeyecek olup, bunu sonlandırmaları için üç aylık bir süre belirlenmiştir.” bilgisini paylaştı.


Taslakta yöneltmenin kriterlerinin de belirlendiğini, buna göre; Türkiye’de iş yeri açılması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin olarak doğrudan veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunulması gibi eylemlerin, faaliyetlerin ülke vatandaşlarına yöneltildiğinin kabulünü gerektireceğini vurgulayan İleri, “Uzun vadede vatandaşlarımızın ülkemizde faaliyet izni almış, düzenlemelere tabi olarak faaliyetlerini sürdüren kurumların sağladığı korumalı alanı tercih edeceğine inanıyoruz.” dedi.


İleri, blok zinciri teknolojisi ve kripto varlık ekosisteminin gelişmesinin önüne geçmekten özellikle kaçındıklarını, taslağın kanunlaşmasıyla beraber Türkiye’nin bu alanda örnek gösterileceğini söyledi.


AK Parti’li İleri’nin ardından milletvekilleri teklife ilişkin görüş ve eleştirilerini dile getirmeye başladı. 

Başa dön tuşu