Her yıl dünyanın en önemli merkez bankacıları ve finansal piyasa katılımcılarını Wyoming eyaletinin Jackson Hole kasabasında bir araya getiren sempozyumda, bu yıl “Para politikasının etkinliğinin ve iletiminin yeniden değerlendirilmesi” teması ele alınacak.
Kansas City Fed’in ev sahipliğinde 1978’den bu yana düzenlenen sempozyumun bu seneki teması kapsamında, küresel ekonomiyi etkileyen birçok önemli gelişme tartışılacak.
Fed Başkanı Powell’ın vereceği mesajlarda ise bankanın temmuz ayındaki toplantısının ardından açıklanan veriler ve gelişen ekonomik görünüm ışığında alacağı para politikası kararlarına dair ipuçları aranacak.
Eylülde faiz indirimi sinyali
Yüksek enflasyon karşısında Mart 2022’de sıkılaştırma döngüsünü başlatan Fed, 11 kez faiz artırımı gerçekleştirmiş ve faizi toplam 525 baz puan artırmıştı.
Bankanın politika faizi, söz konusu artışlarla 2001’den bu yana en yüksek seviye olan yüzde 5,25-5,50 aralığına çıkmıştı.
Temmuz ayındaki toplantısında ise Fed, politika faizini sabit bırakmış, böylelikle art arda 8 toplantıda faizi değiştirmeyerek mevcut aralıkta sabit bırakmıştı.
Fed Başkanı Powell, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, enflasyon konusundaki güvenin artması ve iş gücü piyasasının gücünü koruması halinde faiz indiriminin eylül ayında masaya gelebileceğini ifade etmişti.
Artan işsizlik oranı resesyon korkularını alevlendirmişti
ABD’de istihdam artışının temmuzda beklentilerin altında kalması ve işsizlik oranının yaklaşık 3 yılın en yüksek seviyesine çıkmasının ardından ay başında piyasalarda resesyon endişeleri yaşanmıştı.
Söz konusu endişelerle Fed’in eylül ayında daha agresif faiz indirimine gidebileceği fiyatlanmaya başlamıştı.
Geçen hafta ABD’de açıklanan enflasyon verilerinin fiyat baskılarının hafiflediğine işaret etmesi ve perakende satış verilerinin tüketici harcamalarının güçlü kaldığını ortaya koymasıyla piyasadaki endişeler bir miktar yatışmıştı.
Bu gelişmelerle para piyasaların Fed’in eylülde faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılırken, bankanın eylülde politika faizini yüzde 72 ihtimalle 25 baz puan ve yüzde 28 ihtimalle 50 baz puan indireceği fiyatlandı.
Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının faiz indirim süreçlerinin başlaması ve ABD’de resesyon endişelerinin devam etmesi nedeniyle Başkan Powell’ın Fed’in atacağı adımlara dair vereceği mesajlar da piyasaların odağına yerleşti.
Analistler, Fed’in para politikası kararlarında verilere bağlı hareket etmesi nedeniyle Powell’ın yeni mesajlar vermesini beklemediklerini, ancak Jackson Hole’un faiz indirimlerine başlanacağını teyit etmek için bir platform olabileceği kaydetti.
“Fed için önemli olan herhangi bir veri değil verilerin bütünü”
S&P Global Ratings ABD Başekonomisti Satyam Panday, Başkan Powell’ın Jackson Hole’da Fed’in ileriye dönük politika yolunun veriye bağlı olduğunu vurgulayacağını, ayrıca Fed yetkililerinin para politikasının etkinliği hakkında nasıl düşündüklerine dair küçük bir pencere sağlayabileceğini belirtti.
Ay başındaki verilere piyasa tepkisinin “aşırı hassas” olduğuna işaret eden Panday, Fed için önemli olanın herhangi bir veri değil verilerin bütünü olduğuna dikkati çekti.
Panday, gerçek veriler ile iş gücü piyasası ve enflasyondaki en olası ileriye dönük patikayı göz önünde bulundurarak, Fed’in bu yıl 50, gelecek yıl da 100 baz puan indirim yapmasını beklediklerini ifade etti ve her çeyrekte 25’er baz puanlık faiz indirimlerinin Fed’in yumuşak inişi yönlendirmesine yardımcı olacağını söyledi.
“50 puanlık indirimin dışlanamayacağı veriler gelebilir”
ING Uluslararası Başekonomisti James Knightley, “Fed’in para politikasının artık çok kısıtlayıcı olduğunu düşündüğünü ve faiz oranlarını düşürmeye başlayabileceğini teyit etmek için Jackson Hole’un bir platform olarak kullanılması muhtemel” diye konuştu.
Enflasyonun daha iyi durumda göründüğüne işaret eden Knightley, bunun oldukça hızlı bir şekilde soğuma belirtileri gösteren iş piyasasına daha fazla vurgu yapılmasına imkan sağladığını anlattı.
Knightley, ay başındaki piyasa oynaklığı sonrasında, daha iyi perakende satış rakamları ve işsizlik başvurularındaki dayanıklılık belirtilerinin ardından piyasaların Fed’in eylül ayında 25 baz puanlık faiz indirimi yapmasını beklediğini ifade etti.
Ancak, 50 baz puanlık indirimin olasılık olarak dışlanamayacağı anlamına gelebilecek önemli verilerin de açıklanacağına değinen Knightley, 6 Eylül’de yayımlanacak ağustos ayına dair istihdam raporunda zayıf istihdam artışı ve işsizlik oranında yükselme olursa 50 baz puanlık faiz indirimi ihtimalinin yükseleceğini belirtti.
Knightley, işsizlik oranının yüzde 4,3’te kalırsa veya yüzde 4,2’ye geri dönerse, 25 baz puanlık indirimin en olası sonuç olacağını bildirdi.
Knightley, 12 ay içinde politika faizinin yüzde 3,5’e düşürülmesini beklediklerini kaydetti.
“Powell’ın Fed’in eylülde ne yapacağını işaret etmesini bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacak”
Oxford Economics ABD Başekonomisti Ryan Sweet, Fed’in verilere bağlı hareket etmesi ve Powell’ın konuşmasından sonra yayımlanacak ağustos ayı istihdam raporu nedeniyle Fed Başkanı’nın konuşmasından yeni mesajlar beklemediklerini anlattı.
“Fed başkanlarının Jackson Hole’daki konuşmaları, Fed’in para politikasında yakın vadeli değişiklikler konusunda elini açmaktan ziyade genellikle büyük resme odaklandı” yorumunu yapan Sweet, Powell’ın Fed’in eylül ayında ne yapacağını işaret etmesini bekleyenlerin “hayal kırıklığına” uğrayacağını söyledi.
Sweet, Fed’in eylülde 25 baz puan, ardından aralıkta tekrar faiz indirimi yapmasını beklediklerini dile getirdi.
“Gevşemenin hızı belirlenmiş değil”
American Enterprise Institute (AEI) kıdemli uzmanı Steven Kamin de Powell’ın konuşmasında, enflasyonun düştüğü ve kısıtlayıcı para politikasında bir miktar gevşemenin gelecek aylarda uygun olabileceği mesajını vereceğini ifade etti.
Enflasyon rakamlarının değişken olduğuna dikkati çeken Kamin, “Bu nedenle, gevşemenin sürdürülebilir bir hızı önceden belirlenmiş değil ve Fed verilere bağımlı olmaya devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Kamin, Fed’den eylül ayında faiz indirimi beklediğini ve daha sonra da bir veya iki faiz indirimi öngördüğünü söyledi.