Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Lideri Donald Trump'ın 28-29 Haziran'da Japonya'da düzenlenecek G-20 Doruğunda yapacağı resmi görüşme öncesinde mesken mahpusunda bulunan ABD Konsolosluğu çalışanı Nazmi Mete Cantürk hakkında karar çıktı.
Cantürk hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' kabahatinden yargılandığı davada 'konutu terk etmemesi' halindeki isimli denetim kararlarının kaldırılmasına karar verildi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Nazmi Mete Cantürk, eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk ile avukatları katıldı. ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell ve kimi konsolosluk vazifelileri de duruşmayı takip etti.
Savunma yapan 3 sanık da üzerilerine atılı suçlamaları reddederek, haklarındaki isimli denetim kararlarının kaldırılmasını talep etti. Sanık avukatları da müvekillerinin hatasız olduğunu öne sürerek, isimli denetim kararlarının kaldırılmasını istedi.
Talepleri kıymetlendiren mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı hatanın vasıf ve mahiyeti, sabit ikametgah sahibi olması, konutu terk etmeme yasağının uygulandığı müddet, sıhhat durumu üzere münasebetlerle Nazmi Mete Cantürk hakkındaki 'konutu terk etmemesi' biçimindeki isimli denetim kararlarının kaldırılmasına karar verdi. Sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının devamına karar veren mahkeme heyeti, sanığın haftada bir olmak üzere karakolda imza atmasına hükmetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Kabahatler Bürosu'nca 'anayasayı ihlal', 'casusluk' ve 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' hatalarından tutuklanan ABD Konsolosluğu vazifelisi Metin Topuz'un beyanları doğrultusunda tabire çağrılan fakat gelmeyen ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Nazmi Mete Cantürk'ün 31 Ocak 2018'de savcılığa gelerek teslim olduğu ortaya çıkmıştı.
Cantürk hakkında konut mahpusu uygulanmasına hükmedilmişti.
Cantürk'ün eşi S.C. ve kızı K.İ.C. de 8 Ekim 2017'de gözaltına alınmış ve nöbetçi hakimlikçe 'yurtdışına çıkış yasağı' ve 'haftada bir gün en yakın güvenlik ünitesine imza verme zorunluluğu'ndan oluşan isimli denetim önlemleri uygulanarak özgür bırakılmıştı.
