Talep toplama bu satırlar yazılırken şimdi sonuçlanmamıştı, ama seçimden bu yana Türk F/X tahvilleri ve CDS fiyatlarında ralliye bakarak sorun çıkacağını sanmıyoruz. Reuters ve Bloomberg’e nazaran borçlanmanın maliyeti dolar cinsinden %6.65-6.45 bandında olabilir. Bir diğer deyişle Türkiye eş vadeli ABD tahvilleri üzerine 450-460 baz puan fark ödeyecek.
İhracın başarıyla tamamlanması halinde Hazine çeşitli enstrümanlarla yıl başından bu yana 10 milyar dolara yakın borç almış olacak.
Dış borçlanma gayesi olan 8 milyar doların daha şimdiden aşılmasının nedeni, bütçe açıklarını kapatacak devalar bulunamaması. Vergi geliri çok zayıf, harcamalarda ise lakin çok hudutlu bir kesinti mümkün, zira birçok kanun gereği yapılıyor.
Hazine iç piyasadan çok fazla borçlanmak istemiyor, zira faizler yükselir ve özel bölümün kredi muslukları kapanır.
Gelir vergisinde üst dilimi yükselten tasarının TBMM’nin Ekim oturumuna ertelenmesi de Hazine için bir sorun. Vergiler ve artırımlar bir dereceye kadar kullanılabilir, zira bunlar hem enflasyonu azdırıyoru, hem de harcanabilir geliri eriterek hanehalkının alım gücünü düşürüyor.
Bu yüzden bir yanda Ulusal Piyango üzere özelleştirmelere sürat verilirken, öte yandan da TCMB’nin yedek akçesinden TL 40 milyar kadar bir meblağın Hazine’ye devredilmesi öngörüldü, ama bu yasa da şimdi TBMM’ne sevkedilmedi.
Maliye Bakanlığı’ın bütçe yönetim planı neyse, bizce şimdi kesinleşmedi. Lider Erdoğan Tokyo ve Çin ziyareti öncesi bir grup muştular vaat etmişti. Bunların içeriğini öğrenemedik, ancak spekülasyon yapmak gerekirse, Çin’den yahut Rusya’dan borç almak kelam konusu olabilir.