ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indirimine gideceğine yönelik beklentilerin güç kazanması sonrasında dolara olan talebin azalması ve tahvil faizlerindeki geri çekilmelerle altının ons fiyatı tarihi zirveleri test etti.
ABD’de iş gücü piyasasındaki yavaşlamanın Fed’in atması beklenen güvercin adımları desteklemesi ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faizlerde indirime gitmesi son zamanlarda altının ons fiyatını destekleyen unsurlar arasında bulunuyor.
Altın fiyatları, yıl genelinde Orta Doğu’daki gerginlikten dolayı yatırımcıların “güvenli limana” yönelmesi nedeniyle de yükseldi. Merkez bankalarının devam eden altın alımları da altının ons fiyatını destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıktı.
Altın üzerindeki olumlu etki artıyor
Dünya Altın Konseyi raporuna göre, merkez bankalarının altın alımları yılın ilk yarısında 483 ton ile rekor seviyeye çıktı. Merkez bankalarının altın alımları, temmuz ayında ise bir önceki aya göre iki katın üzerine çıkarak 37 tona yükseldi.
Analistler, jeopolitik ve ekonomik belirsizliğe karşı korunmak için Çin başta olmak üzere Asya’da altına talebin arttığını dile getirdi. Bölgede, gayrimenkul ve hisse senedi gibi diğer yatırım seçeneklerine güvenin azalması da altının tercih edilmesine yol açtı.
Orta Doğu’nun yanında Rusya, Ukrayna ve ilgili jeopolitik riskler ve özellikle kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerine ilişkin belirsizlikler de altın fiyatlarını destekledi.
Çin’deki zorlu ekonomik koşullar ve emlak sektöründeki sıkıntılara karşı yatırımcıların nakitlerini daha korunaklı bir alana yatırmasıyla bu ülkeden gelen talep de altında sert yükselişe neden oldu.
Analistler, ayrıca tarihsel olarak altının iyi performans gösterdiği bir dönemde, Fed’in faiz indirimi döngüsünün başlamasının altın üzerindeki olumlu etkisinin giderek daha fazla görüldüğünü kaydetti.
“Bu seneye ‘altın’ senesi denilebilir”
Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, altın fiyatlarında güçlü görünümün devam ettiğini belirtti.
Söz konusu seyrin zaten beklenen bir durum olduğunu ifade eden Ergezen, “Altının ons fiyatının özellikle 2 bin 500 dolar 2 bin 528 dolar üzerinde kalıcı olması burada 2 bin 600 dolara kadar görülebilme ihtimaline zaten işaret ediyordu ve o seviyelere de oldukça yaklaşmış durumdayız. Tabii çok hızlı bir yükseliş oldu, özellikle faiz indirimlerinin başlayacak olması burada etkiliydi.” dedi.
Ergezen, bu kadar kısa sürede yaşanan hızlı yükselişler sonrasında bu seneye aslında “altın” senesi denilebileceğini vurgulayarak, altının birçok varlık fiyatından daha fazla getiri sağlamış durumda olduğunu dile getirdi.
Bu yıl içerisindeki beklentilerin hala devam ettiğini vurgulayan Ergezen, şunları kaydetti:
“Faiz indirimleri başlayacak. Jeopolitik riskler devam ediyor ki zaman zaman resesyon endişelerini konuşuyoruz. Belki de resesyon endişelerinin yaradığı nadir varlıklardan bir tanesi de altın. Güvenli liman özelliğiyle ön plana çıkıyor. Yani şu anda konjonktür tamamen ons altından yana diyebiliriz ve bunun etkisinde fiyatlamalarda görüyoruz.Benim bu sene için beklentim, sene başında 2 bin 450, 2 bin 500 dolar bandıydı. Jeopolitik riskler, güvenli liman özelliğiyle bunu 2 bin 600 dolara kadar esnetmiştim ve bu seviyelerin üzerinde artık altının onsundaki fiyat artışının yavaşlamasını beklerim. Hala çok fazla yüksek marjlar olduğunu düşünmüyorum ama alıcılı devam edeceği bir dönem olduğunu söyleyebiliriz ama 2 bin 600, 2 bin 615 seviyelerinden de kar realizasyonu gelirse çok da şaşırmam”
Commerzbank Emtia Analisti Carsten Fritsch, altının ons fiyatındaki yükselişte ana faktörün Fed’in faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi olduğunu belirtti.
Fed tarafından beklenen sert faiz indirimlerinden dolayı altın fiyatlarının yükseldiğini söyleyen Fritsch, ECB’nin faiz indirimine gitmesiyle de altının rüzgarı arkasına aldığını kaydetti.