Erdoğan, “S-400 konusunda teslim sürecindeyiz, Trump'la yaptığım görüşmelerde yaptırım tarafında izlenim almadım” dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu halde:
– Biz Türkiye olarak ekonomik korumacılıkla çaba edilmesine vurgu yaptık. Osaka doruğunda de bunu tekrarlayacağız.
– Mülteciler konusunu G-20'de gündeme taşıyoruz. İşbirliğinin artırılması konusunda fikirlerimizi sunacağız.
– Tepe kapsamında sıhhat, istihdam, tarım ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında görüşlerimizi lisana getireceğiz.
– Doruğun akabinde Japonya'ya resmi ziyarette bulunacağım.
– Japonya'nın akabinde 2 Temmuz günü Çin Halk Cumhuriyeti'ni ziyaret edeceğim. Çin'le bağlantılarımıza kapsamlı paydaşlık ve 'Tek Çin' prensibi ile yaklaşıyoruz. Şi Cinping ile bölgesel bahisleri da ele alacağız.
– Türkiye, Çin ile birlikte İpek Yolu'nun en belirleyici ülkelerinden biridir.
– Nesil ve Yol projesi sadece ekonomik değil, ülkeler ortasındaki yakınlaşmaya da katkı sunuyor.
– Çin dış ticaretteki en kıymetli ortaklarımızdandır.
– S-400 konusunda işin bittiğini, artık işin teslim süreci içerisinde olduğunu daha evvel de söz ettik.
– Türkiye bir NATO ülkesidir, ABD de bir NATO ülkesidir. Şayet NATO ülkeleri birbirlerine yaptırım uygulamaya başlarsa, bunu bilmiyorum. Sayın Trump'la yaptığım görüşmelerde yaptırım tarafında izlenim almadım.
– (Öcalan'ın mektubu) Türkiye'de hangi kurumun hangi kaideler altında çalışacağı maddelerle muhakkaktır. Adalet Bakanlığı'na müracat yapılmıştır ve bu türlü bir adım atılmıştır. Bununla ilgili olarak da bakanlığımız ve Ulusal İstihbarat Teşkilatımız kime nasıl müsaade vereceğine ait adımları kanunlara nazaran atar. Onun için muhalefetten gelen sese bakmazsın. Bakanlığa bir müracat yapılmıştır ve karar verilmiştir.
– (Osman Öcalan'ın TRT programı üzerine) Ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum. Şayet TRT'ye müracat etmiş ve bu türlü bir program yapılmışsa bunu TRT'de çalışan arkadaşlar bilirler ve ben kendilerinin gerekli hassasiyetlerini düşündüğünü biliyorum.
– (Suriye'deki gelişmeler) Bu hususlarla ilgili çalışmalarımızın iki boyutu var. Birincisi Soçi tepesinde başlayan Türkiye-Rusya-İran var ve bu süreç devam etti. Bunları tamamlayan bir de Astana süreci var. Bir öbür çalışma, ABD tarafıyla yapılan çalışmalardır. Bunların en kıymetli ayağı ise Münbiç.
– Ne yazık ki Obama devrinde başlayan bu süreçte sonuç alınamadı.
– Suriye konusunu Trump'la da Putin'le görüşmemizde gündeme getireceğiz.
– Münbiç yüzde 90'a yakın Araplara aittir. Münbiç'te şu anda işgalciler var. Bizim talebimiz bu işgalcilerin Fırat'ın doğusuna çekilmeleridir.
– İdlib'te rejim acımasız davranıyor, müşahede noktalarımız vakit zaman tacize uğruyor. Gereken vakitte onlara gereken yanıtı verdik. Biz işler buraya gelsin istemiyoruz ve planlanan süreç neyse gerçekleşmesini istiyoruz. Bizim bu bahiste muhatabımız Rusya'dır ve gerekli çalışmalar yapılmaktadır.
– İdlib'te büyük vahşetler olabilirdi lakin bunlar durdurulmuş vaziyette.
– Kuzey Kıbrıs'ın bölgede hakları var. ABD'nin orada ne hakkı var? ABD Senatosu nasıl bu türlü kararlar alabiliyor. Bizim burada bir garantörlük hakkımız var. Ben daima söylüyorum, Yunanistan, İngiltere konuşur, bunlar garantör ülkelerdir. Aslında bu bahiste konuşabilecek 3 ülke var, başkası de biziz.
– Doğu Akdeniz'de çıkan nema neyse bunda Kıbrıs halkının eşit hakkı vardır.
– (Binali Yıldırım'ın kabineye alınacağı söylentileri üzerine) Partimizde bir fitnenin çıkarılmasına ait telaffuzlar var. Ne vakit, nasıl ve nerede kimi değerlendireceğimizi biz yeterli biliriz. Dışarıdan ahkam kesilmesine prim vermeyiz. AK Parti dışarıdan kumanda edilen bir parti değildir.
