Fen Bilimleri Eğitim Kurumları kurucusu evli ve 2 çocuk babası Nazmi Arıkan sürücüsü Şerif Eker ile geçen yıl Kurban Bayramı tatili için Gelibolu’nun Karainebeyli köyünde küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan çiftliğine geldi.
Çiftlik çalışanları, 13 Temmuz öğlen saatlerine kadar Arıkan ve Eker’i göremeyince şüphelendi. Telefonla da ulaşılamayınca denetim için çiftlik meskenine giren çalışanlar, Arıkan ile Eker’i kanlar içerisinde buldu. İhbarla çiftliğe jandarma ve sıhhat grupları sevk edildi.
Sağlık grupları, Arıkan ve Eker’in çok sayıda bıçak darbesiyle öldürüldüğünü belirledi. Yapılan otopside Arıkan’da 12’si öldürücü 47, sürücüsü Şerif Ekerde ise 27’si öldürücü 66 kesici ve delici alet yarası tespit edildi. Otopsinin akabinde Arıkan ve Eker’in cenazeleri, 15 Temmuz’da İstanbul’da toprağa verildi.
Tokatspor Kulüp Lideri Ufuk Akçekaya
GÖZALTINA ALINIP TUTUKLANDI
Başlatılan soruşturma kapsamında ikili cinayetin şüphelisinin Tokatspor Kulüp Lideri Ufuk Akçekaya olduğu belirlendi. İstanbul’da yakalanan Akçekaya, gözaltına alınıp, tutuklandı.
Olayla ilgili Akçekaya hakkında ‘tasarlayarak canavarca hisle yahut eziyet çektirerek taammüden öldürme’ ve ‘canavarca hisle yahut eziyet çektirerek bir kabahati gizlemek yahut diğer bir hatanın kanıtlarını gizlemek ya da yakalanmamak hedefiyle taammüden öldürme suçundan’ başka farklı ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bugün davanın birinci duruşması görüldü.
Sanık Akçekaya duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile uzaktan bağlandı.
“CİNAYET ÜZERİME KALACAĞI FİKRİYLE KORKUP KAÇTIM”
Tutuklu sanık Ufuk Akçekaya duruşmada yaptığı savunmada şunları söyledi;
*Hem eğitimciyim hem Tokatspor Kulüp Lideriyim. 7 şirketim var, ortalama gelirim 5 bin lira. Sabıka kaydım yok. Ben yapmadım.
*Kimya öğretmeniyim. 2016’da Nazmi Arıkan Fen Bilimleri ile isim hakkı için lisans mukavelesi imzaladık, iş bağlantımız bu türlü başladı. Nazmi Arıkan ve oğulları bana bu süreçte haksızlıklar yaptılar.
*Sözlerini tutmadılar. Beykent Koleji ile kontrat iptal edildi. 8 şubem vardı, bir gecede isim hakkını aldılar. 10 yıllık mukaveleyi iptal ettiler. Beni mahvettiler. Binlerce öğrencinin kayıt iptali başladı.
*Gerekçe olarak ‘para ödemedin’ dediler. Palavra olağan. Beni tek ve güçsüz zannettiler. Onlara 10 yıllık muahedemiz vardı, 7 milyon dolar tazminat vereceksiniz dedim. Hayır, dediler. Tüm nakit akışım durdu.
“BEN YAPMADIM”
*Eşimle ayrıldım. Fahrettin Ceylan bana dedi ki; ‘git paranı al’. Ben de bayramın 3’üncü günü Geliboludaki çiftliğe gittim. Korktum geri döndüm. Sonraki gün tekrar paramı alırım umuduyla gittim. Tarlada birkaç saat bekledim.
*Eve girdiğimde kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Meskende gaz kokusu vardı. Hengame ederiz, diye eldivenlerimi almıştım. Sonra Nazmi Arıkan’ın yarasına tampon yaptım. O sırada kağıtların yandığını gördüm.
*Dolaptan en büyük şişeyi aldım, söndürmek için üzerine döktüm. Fakat rakı olduğunu anlayınca bıraktım. O sırada birinin benim fotoğrafımı çektiğini fark ettim. Yüzünde maske olan ve uzun uzunluklu olan kişi balkondan atladı. Ben yapmadım, 6 aydır haksız yere cezaevinde yatıyorum.
*Cinayet üzerime kalacağı niyetiyle korkup kaçtım. Nazmi Arıkan’ın aracına binip gitmek istedim. Aslında ben yapmış olsam, eldiveni orada bırakmaz, rakıyla tüm konutu yakardım, yurt dışına kaçardım.
*Ben yapmadım. Sabıkam, kaçma kuşkum, kanıtları karartma kuşkum yok. Ben yapmadım, tahliyemi istiyorum.
“BABAMIZI BİZDEN KOPARDI”
Duruşmada konulan Nazmı Arıkanın oğlu Kurtuluş Arıkan ise şunları söyledi;
*Babam 50 yıldır Türkiye’nin önde gelen eğitimcilerindendir. Tanınmış bir eğitimciydi. Fen Bilimlerinin kurucusudur. İnternete girip ismini yazmanız kafidir. Babamın hakkında Makus bir şey asla bulamazsınız.
*25 yıl birebir konutta yaşadık, bir arada çalıştık, ağzından bir tek makus kelam çıkmadı. Sanık ile 2016’da marka lisans kontratı yaptık. Sanık bir mühlet sonra sorumluluklarını yerine getirmemeye başladı. Vergi sigorta ve öğretmen maaşlarını ödemedi. Kiraları ödemedi. Kurumumuza da ödeme yapmadı.
*Markamız bu süreçte olumsuz etkilendi. Kendisini kelamlı olarak çok uyardık. Hukuksal yollardan süreci işlettik. Lisansı geri aldık. Öğrenci ve öğretmenlere takviye verdik. Kontrat iptal olunca iş yerine gelip tacizlere, tehditlere başladı, babama kardeşime ‘sizleri mahvedeceği, göreceksiniz çok makûs olacak bunun sonu, Fen Bilimlerini yerle bir edeceğim, bunlar FETÖ’cü’ üzere yersiz ithamlarda bulundu.
Nazmı Arıkanın oğlu Kurtuluş Arıkan (Sağda)
*Sakinliğimizi koruduk. 2020’de iş yerimize geldi, çalışanlarımızı tehdit etti. Kadıköy’deki ofise yakın kafelerden bizi izledi. Yaşadığımız süreç anlatılmaz. Kendisi takıntılı bir insan. Uzak durmaya çalıştık. Babam 2020’de şikayette bulundu.
*Hatta bundan ceza aldı. Babamızı bizden kopardı. Daima gelecek ile ilgili plan yapardı babam. Çocukları ve torunlarıyla, öğretmenleriyle, çalışanlarıyla keyifli bir süreç yaşamak istiyordu.
*Fakirliğin tabanından gelmiş ve kendini eğitime adamış bir insan. Nasıl bir düşmanlık, nasıl bir kin? Hatasız ve günahsız iki insanı katletmesi affedilir üzere değil. Babamın hiç kimseyle sorunu yoktu. Bu adamla ile ilgili hakikat karar vereceğinize inanıyorum.
“BİR SÜRÜ İĞRENÇ KELİMEYİ SIRALADI”
Nazmı Arıkanın oğlu Kazım Onur Arıkan da , “Eşim 8 aylık gebeydi. Sanık Nişantaşı’nda eşimle yanımıza gelip azap stili bir sürü iğrenç kelimeyi sıraladı. Bu tehditler 3 yıl kadar sürdü. Kabus üzere çöktü üzerimize. Bir toplantımızı bastı. Artık babam yok, bu cani katil babamı ve çok sevdiği Şerif Eker’i savunmasız biçimde 100’ün üzerinde bıçak darbesiyle katletti. Babamın binlerce çalışanının ve binlerce seveninin yüreği sızlıyor. Gereken cezayı vereceğine inanıyorum, adalete güveniyorum” dedi.
Şerif Eker’in ablası Emine Ünal ise sanık Ufuk Akçekaya karşı konuşarak, “Benim kardeşim günahsızdı. Sen nasıl uyuyabiliyorsun? Nasıl yemek yiyorsun? Sonuna kadar şikayetçiyim” dedi.
” GÖĞÜS KAFESİ PARÇALANMIŞ HALDEYDİ”
Müşteki avukatı Kaan Karcılıoğlu kelam alarak, “Bunu acılı ailenin yanında tekrar söylemek çok sıkıntı lakin mesleğimizin gereği bunu anlatmam gerekiyor. Sanık, Nazmi Arıkan’ı tekraren kere bıçaklıyor. Nazmi Arıkan, Şerif Eker’i arıyor ve 9 saniye görüşüyorlar. Şerif Eker geldiğinde yastıkla tampon yapıyor. O sırada pusuya yatmış olan sanık, Şerif Eker’e sırt tarafından saldırıyor. Eker savunma imkanı bulamıyor. Anladığımız kadarıyla Şerif Eker’i yere yatırıp göğsünden bıçaklamaya devam ediyor. Her iki maktulün de göğüs kafesi parçalanmış haldeydi. Yaşadıkları dehşet her iki maktulün de yüzüne yansımıştı. Ve sanık hiçbir şey olmamış üzere geri dönüyor. Saygısızca ve saçma sapan toplumsal medyada canlı yayın yapıyor. Eldiveninde her iki maktulün ve sanığın DNA’sı çıktı. Sanık insanlıktan çıkarak canavarca hareket etmiştir. Bu sanık hakkında en ağır cezanın verilmesini talep ediyoruz” dedi.
“ÇOK SAKİNDİ”
Duruşmada şahit olarak dinlenen taksici Ayhan Kütükçüler, “Beni arayıp onu Eceabat’tan almamı istedi. 19.58’de Karainebeyli köyüne gittik. Onu bıraktım. Sonra 23.41’de tekrar aradı; Asfaltta yürüyorum gelip beni al dedi. Ben de onu bulamayınca toprak yola girdim. Tekrar aradı ‘Çık oradan ben asfalt yoldayım seni görüyorum’ dedi. Sesi nefes nefeseydi. Omuz çantası vardı. Üzeri siyah giysiliydi. Çok sakindi. Araçta sigara içiyordu. Senin de sigaran bitmiyor dedim. O da sigara değil puro bu dedi” diye konuştu.
“ASLA BU TÜRLÜ BİR ŞEY YAPMAZ”
Mahkemede şahit sıfatıyla tabir veren Ufuk Akçekaya’nın eski eşi Şerife Gürman ise “Ufuk Akçekaya benim eski eşim. Eğitimciydi. Hayatını insanlara adamış biriydi. Asla bu türlü bir şey yapmaz” dedi.
“TETİKÇİ TUTACAĞINI SÖYLÜYORDU”
Başka bir davadan tutuklu şahit Tolga Pak ise, “Ufuk Akçekaya Tokat Belediye Lideri, Tokat Valisi, Nazmi Arıkan ve birkaç ismi daha öldüreceğini söylüyordu daima. Kendisine icra gelmiş benden borç istedi. 10 bin dolar verdim. Geri ödemedi. Bu isimleri kendisi öldüremezse tetikçi tutacağını söylüyordu. Ben vazgeçirmeye çalıştım” dedi.
“BU YÜZSÜZLÜKLE BENİM KİRAMI NE VAKİT ÖDEYECEK”
Nazmi Arıkan’ın kardeşi Şentürk Arıkan ise, “Beylikdüzü şubesinin binası benimdi. 2,5 yıl benim kiramı ödemedi. Kira alamadığım için abim ile aramız açıldı. Mahkeme kararıyla 2,5 yıl sonra Akçekaya’yı tahliye ettirdim. Benim de bir sorum var sanığa; bu yüzsüzlükle benim kiramı ne vakit ödeyecek” dedi.
20 ŞUBAT’A ERTELENDİ
Tanıkların dinlenilmesinin akabinde hakim, duruşmayı evraktaki eksikliklerin giderilmesi için 20 Şubat tarihine ertelerken, sanık Ufuk Akçekaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
“ADALETE İNANCIMIZ SONSUZ”
Duruşma sonunda açıklamalarda bulunan Nazmi Arıkan’ın oğlu Kurtuluş Arıkan, “Davamız devam ediyor. Adalete inancımız sonsuz. Failin en ağır halde cezalandırılacağını inanıyoruz. Bu yüzden süreci takip edeceğiz” dedi.
