Denizli'nin İmamlar mahallesinde Mikail Abalı idaresindeki 54 HP 906 plakalı TIR, Mehmet Tutkun'a ilişkin ahıra çarptı. Çarpmanın tesiriyle çatısı çöken ve bir duvarı yıkılan ahırda, 5 büyükbaş hayvan enkaz altında kaldı.
İhbar üzerine kaza yerine jandarma ve itfaiye takımları sevk edildi. İtfaiye takımları, molozların ortasında sıkışan hayvanları kurtarmak için çalışma başlattı.
Çalışma sırasında, itfaiye eri Tanju Uğur'ın üzerine moloz yığınları devrildi. Uğur, meslektaşları tarafından molozların altından kurtarıldı.
Sağlık grupları tarafından ambulansa alınan Uğur'un beline ortopedik korse takılması için üzerindeki kıyafet kesilmek istendi. Lakin itfaiye eri Uğur, “Devletimin malını kesmeyin” diyerek, ayağa kaldırılıp kıyafetinin çıkartılmasını istedi.
Ancak Uğur'un ayağa kalkmasının tehlikeli olabileceğini belirten vazifeliler, üzerindeki kıyafeti kesmekte ısrarcı oldu. Bunun üzerine itfaiye çavuşu Halil Akın'dan yardım istendi. Akın, “Senin sıhhatinden kıymetli değil. Bırak kıyafetleri kessinler” dedi. İkna olan Uğur'un kıyafetleri kesilerek tedaviye alındı.
'DEVLETİMİ KÜLFET ALTINA SOKMAK İSTEMEDİM'
Yıkılan ahırdaki hayvanları kurtarmak isterken molozların üzerine yıkıldığını belirten Uğur, “Bilincim yerindeydi. Büyük dehşet yaşadım. El ve ayaklarımı hareket ettirebilmeme karşın sırtımda büyük bir acı hissediyordum. Meslektaşlarım beni molozların altından çıkardı” dedi.
Uğur, kendisine müdahale etmek için kıyafetini kesmek isteyen sıhhat işçilerine direnmesiyle ilgili şunları söyledi:
“Kıyafetlerimi kestirmek istemedim, zira onları bana devletim verdi. Onları kestirip boş yere masraf edilmesini istemedim. 100-200 liralık ucuz materyal değiller. Devletimi bu külfetin altına sokmak istemedim. 'Ayağa kaldırın, çıkarayım' dedim. Lakin amirlerim sıhhatimi düşündükleri için kıyafetimin kesilmesine müsaade verdi. Bana, 'Kıyafetler senden daha pahalı değil' dedi. O vakit itfaiyeciliğin bir meslek değil, aile olmak olduğunu anladım.”
